top of page

Kabuk


/ Sözcükler, akıl dolusu sözcükler. Boş bir kabuktan ahenksiz bir müzik yayılıyor sanki.








Kabuk



Kemikleri yere çeken sinsi ince sicimler

gitgide ağırlaşıyorum

Saçım tütüyor, dibinde biriken gümüş küller

tel tel ayırıyorum

Damarlarımdan özsuyu damla damla çekiliyor

kuru dal çıtırtısıyla derinleşiyor derimdeki çizgiler

kimse duymasa da ben duyuyorum

Nefes almak oksitlenmek

ve zaman demir bir borudan akar gibi

geçiyor içimden.


Tabakta dura dura üzümler bozuluyor

onlar çürümeden tamamlanmalı resim

hiç natürmort çizmedim bugüne dek

ne de kendi portremi

Ben yazıyorum

sözcükler, akıl dolusu sözcükler

boş bir kabuktan

ahenksiz bir müzik yayılıyor sanki

öyle boş ki, nerede başlar nerede biter belirsiz

Çevreleyip içini doldurmakla harcanan ömür

dolgu harcı hafıza tortuları

güzel anılar, boşluğun saf özü baloncuklar

yüzlerce dünün öbeği üzüm salkıımı

Dudaklarımı uzatıp

iştahımı en çok kabartanı koparırım

Gerçi sonuç acıklıdır

yuttuğum boşluğun ta kendisi

ve ağzımda kalan

boşluğun tadı.


- - - - - - -


Eylül 2011, Edinburgh





bottom of page